SMK 30/1 Hükmünde Sayılmayan Seçimlik Hareketlerin Dışındaki Eylemlerin Suç Teşkil Etmeyeceği Hakkında
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 02.06.2020 tarihli, 2017/67 E. - 2020/253 K. sayılı kararı
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sabiha Gökçen Havalimanı Gümrük Müdürlüğünce suç tarihinde yapılan incelemede, sanıkların ortağı ve yetkilisi oldukları … Ltd. Şti. isimli şirket adına tescilli olan transit beyannamesi ile nakledilen Chanel marka çantaların, sınaî haklar mevzuatına göre korunması gereken haklar ile ilgili olarak hak sahibinin yetkilerine tecavüz eder mahiyette eşya niteliğinde olduğunun anlaşılması sebebiyle bu ürünlerin ithal işleminin durdurulmasına karar verilerek hak sahiplerinin durumdan haberdar edilmesi üzerine marka hakkına tecavüz suçu bakımından katılan şirket tarafından şikâyet hakkının kullanıldığı olayda;
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 28.01.2009 tarihli ve 27124 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5833 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile değişik 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A-1. maddesinde düzenlenen marka hakkına tecavüz suçunun ceza miktarı bakımından 10.01.2017 tarihli ve 29944 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda sanıklar lehine değişiklik yapılmadığı anlaşılmış ise de;
4458 sayılı Gümrük Kanunu ilgili hükümleri, transit beyannamesi ve sanıkların savunmaları bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde; sanıkların eyleminin mülga 556 sayılı KHK’nın 61/A-1. maddesinde düzenlenmeyen ancak 10.01.2017 tarihli ve 29944 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 30. maddesinin birinci fıkrasında sayılan seçimlik hareketler kapsamında kaldığı, mülga 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca sanıkların eyleminin "üretmek", "satmak" veya "satışa arz etmek" şeklindeki seçimlik hareketlerden biri kapsamında değerlendirilemeyeceği,
Mülga 556 sayılı KHK’nın 61/A maddesinde marka hakkına tecavüz suçu düzenlenirken aynı KHK’nın 61 ve 9. maddelerine de doğrudan atıfta bulunmadığı, cezai hükümler içeren mülga 556 sayılı KHK’nın 61/A maddesi dışındaki düzenlemeler ile de seçimlik hareketlerin genişletilemeyeceği, keza TCK’nın 2. maddesinde yer alan; "(1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz." şeklindeki düzenleme uyarınca da bu hususun hüküm altına alındığı,TCK’nın 7/2. maddesinde "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki düzenleme uyarınca sanıklar hakkında suçun unsurları bakımından lehe olan ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK’nın 61/A-1. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği, suça konu eşyaların Türkiye'de herhangi bir şekilde serbest dolaşıma da sokulmadığı anlaşıldığından, sanıkların eyleminin suç tarihi itibarıyla marka hakkına tecavüz suçunun unsurlarını oluşturmadığı kabul edilmelidir.
Sonuç Olarak
Sınai Mülkiyet Kanunu madde 30/1 hükmünde yer alan “iltibas” ve “iktibas” ifadeleri ile “marka hakkına tecavüz ederek” ifadesinin işaret ettiği SMK 29 ve 7 nci maddeleri kapsamında eylemin marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediği kararlaştırılacak ise de SMK 29 ve 7 nci maddelerde yazılı eylemlerin marka hakkına tecavüz suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği ancak ve sadece 30/1 hükmünde yazılı olan seçimlik hareketlerin marka hakkına tecavüz suçuna vücut vereceği unutulmamalıdır. Bu anlamda; örneğin markanın iş evraklarında kullanılması, alan adı olarak kullanılması, işaretin ticari unvan olarak kullanılması gibi eylemler marka hakkına tecavüz teşkil edecek (madde 29) ve hukuki sorumluluğu doğuracak (madde 7) ise de marka hakkına tecavüz suçunu oluşturmayacaktır. Ancak şartları varsa TTK 62 anlamında haksız rekabet suçu gündeme gelebilecektir.
Daha fazla bilgi, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 28.10.2021