Önceye Dayalı Alan Adı Sahipliğinin Sonraki Tarihli Tescilli Marka Karşısındaki Durumu
1- Alan Adı Sahipliği ve Önceye Dayalı Kullanım Hakkı
Ticari unvan ve/veya işletme adı ile gerçekleştirilen ticari faaliyet kapsamında, marka tescil başvurusu yapmamış kimselerin sıklıkla karşılaştığı durumlardan biri, sonraki tarihli marka tescil sahibi tarafından bu kullanımın engellenmeye çalışılmasıdır. Önceki tarihli ticaret unvanının, ticaret unvanı olarak kullanımı sonraki tarihli marka tescili nedeniyle engellenemez. Bu sorunun yeni bir versiyonuna da alan adı uyuşmazlıklarında karşılaşılmaktadır. Önceki tarihli alan adı sahibinin bu kullanımı, sonraki tarihli tescilli marka sahibi tarafından engellenebilecek midir? Yoksa bu kullanım markanın koruma kapsamının dışında mı kalacaktır?
2- Sonraki Tarihli Tescilli Markanın Önceki Tarihli Alan Adının Kullanımını Engelleyemeyeceği Hakkında Yargıtay Kararı
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06.04.2021 tarihli, 2020/6015 E. - 2021/3376 K. sayılı kararı:
Davacı İddiaları: Davacı vekili, davacının 2017/76158 sayılı "artestetik" markasını 23.08.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tescil ettirdiğini, tescil işlemleri tamamlandıktan sonra davacının markasını güzellik bakım hizmetleri alanında kullanmak isterken yaptığı araştırmada davalının haksız olarak davacı adına tescilli markayı iş yerinde kullandığını, reklam yaptığını öğrendiğini, www.artestetik.com internet adresinin ekran görüntüsü ile bu isimdeki facebook linkinden de bu durumun anlaşılacağını, yaklaşık 15 yıldır bu marka adı altında faaliyet gösteren davalının ticari kayıtlarının maddi tazminat hesabında gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek, markaya tecavüzün tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, davalının www.estetikart.com internet adresinden müvekkilinin markasının çıkartılmasına ya da bu siteye erişimin engellenmesine, davalıya ait facebook ve instagram paylaşımlarından müvekkilinin tescilli markasının çıkartılmasına ya da bu sitelere erişimin engellenmesine, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Savunmaları: Davalı vekili, davacının davalının işletme adı olarak kullandığı ibareleri marka olarak tescil ettirdiğini, kötüniyetli olduğunu, davalının "Art Estetik ve Güzellik Merkezi" olarak Hakkari Esnaf ve Sanatkar Sicili Müdürlüğü'ne 05.04.2012 tarihinde kaydolduğunu, davacının tescil ettiği markayı hiç kullanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının "artestetik.com" alan adını 28.03.2017 tarihinde tahsis ettiği, iş yeri çalıştırma ruhsatlarını da davacı markasından önce ünvan belirterek 31.12.2012 ve 18.09.2017 tarihlerinde aldığı, vergi levhasının "ART Estetik Güzellik Merkezi" ünvanıyla 04.09.2012 tarihinde düzenlendiği, davalının "ART ESTETİK" ibaresi üzerinde alan adı ve işletme adı kullanımından gelen önceliği nedeniyle davacının iddialarının kabul görmediği, nitekim SMK'nın 6/6 bendi gereğince davalının önceki tarihli unvan ve işletme adı kayıtlarına dayanmakla davacı markasına itiraz hakkı ve sonrasında hükümsüzlük isteme hakkı bulunduğundan markanın davalıya karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle sabit olmayan markaya tecavüz, haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması, maddi tazminat ve manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay Kararı: Yapılan yargılama, saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ve davacı yan davalının markasal kullanımını ileri sürmüş ise de markanın tescilinden sonra davalının markasal kullanımı olduğuna ilişkin delil ibraz etmediği, davalının işletme ve unvan adlarının tescilinin ve kullanımının da markanın tescilinden önce olup markasal kullanım oluşturmadığı gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç Olarak
Bir isim veya işareti, tescilli markanın korunması tarihinden önce ticari unvan, alan adı, işletme adı ve sair biçimlerde kullananların bu kullanımları, marka sonradan tescil edilse bile yasaklanamaz. Önceki tarihli kullanımların hukuka aykırı sayılamayacağı açık ise de markanın tescilinden sonra gerçekleştirilen kullanımlar incelenmeli ve bunların “markasal kullanım” niteliğinde kalıp kalmadığı, markasal kullanım mevcutsa artık tescilli markanın haklarının ihlal edildiği kabul edilmelidir. Bu kapsamda alan adı kullanımının “markasal kullanım” niteliğinde olmadığının kabul edilmesi incelenen kararı değerli kılan nokta olmuştur. Zira alan adı kullanımı günümüz ticari faaliyetlerinin önemli bir noktasını oluşturmaktadır. Alan adı olarak kullanımın yanında markasal kullanım olarak değerlendirilebilecek birtakım faaliyetler içerisine girişilmesi halinde soruya verilecek cevap değişiklik gösterebilecektir.
Daha fazla bilgi, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 01.11.2021