Marka Hakkına Tecavüz Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kararı Verilebilir Mi?
1- Marka Hakkına Tecavüz Suçunda HAGB Kararı Verilmesine İlişkin Şartlardan Zarar Şartının Tespiti Sorunu
Marka hakkına tecavüz suçu nedeniyle sanık hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı” verilebileceği kabul edilmektedir. Bilindiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi şartları şöyledir:
i. Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis cezası olmalı veya adlî para cezası ile cezalandırılmalıdır,
ii. Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması gerekir,
iii. Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması gerekir,
iv. Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir,
v. Sanığın HAGB kararı verilmesini kabul etmesi gerekir.
Bu şartlar arasından marka hakkına tecavüz suçu bakımından tartışma yaratan iki nokta vardır. Bunlardan ilki “zararın giderilmesi” şartının nasıl sağlanacağıdır. Ceza Genel Kurulu’nun emsal kararı uyarınca bu şartın yalnızca “zararın belirlenebilir” olduğu durumlarda hüküm ifade edeceği kabul edilmektedir. Nitekim aşağıda paylaşılan kararlarda da “zararın basit bir araştırma ile belirlenmesi mümkün olmadığından” bu şartın yerine getirilip getirilmediği aranmadan da HAGB kararı verilebileceği kabul edilmiştir.
Örneğin Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 22.04.2021 tarihli, 2020/3613 E. - 2021/4772 K. sayılı kararında da “Somut olayda suçun işlenmesi ile ortaya çıkan ölçülebilir bir zarar bulunmadığı gibi, suç tarihi itibariyle adli sicil kaydı bulunmayan sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmama gerekçesinin gösterilmemesi” ifadesi ile bu husus açıkça ifade edilmiştir.
Yine bir başka kararda[1] da “Bu ilkeler çerçevesinde, her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi halinde zararın giderilebilmesi koşulundan bahsedilebileceği, somut olayda suçun işlenmesi ile ortaya çıkan ölçülebilir bir zarar bulunmadığı gibi, suç tarihi itibariyle adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, “katılanın zararını gidermediği” şeklindeki yerinde görülmeyen gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi” ifadesi ile zararın giderilmesi şartının bu suçta aranmayacağı ifade edilmiştir.
2- Zarar Hukuk Mahkemesince Tespit Edilmişse HAGB Kararı İçin Bu Zarar Ödenmek Zorunda Mıdır?
Yargıtay bir kararında[2], hukuk mahkemesince tespit edilen zararın ceza mahkemesince “giderilmesi gereken zarar” kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını ifade ederek bu zarar giderilmediği gerekçesiyle HAGB kararı verilemeyeceğine yönelik karar kuran yerel mahkeme kararını bozmuş ve aynen şu ifadelere yer vermiştir:
“Bu ilkeler çerçevesinde, her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi halinde zararın giderilebilmesi koşulundan bahsedilebileceği, somut olayda suçun işlenmesi ile ortaya çıkan ölçülebilir bir zarar bulunmadığı gibi, suç tarihi itibariyle adli sicil kaydı bulunmayan ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini talep eden sanık hakkında, “Sanığın eyleminden dolayı müdahil tarafın 6.000 TL zararı olduğuna ilişkin Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kesinleştiği” şeklindeki yerinde görülmeyen gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,”
Sonuç Olarak
Marka hakkına tecavüz suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesinin şartları mevcutsa, basit bir araştırma ile tespit edilebilen bir zararın mevcudiyeti hariç olmakla, “zararın giderilmediği” gerekçesi ile HAGB kararı verilmesi yer olmadığına karar verilemez. Yargıtay’ın istikrarlı uygulaması bu yöndedir.
Daha fazla bilgi, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 18.10.2021
[1] Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 16.06.2021 tarihli, 2020/4626 E. - 2021/6742 K. sayılı kararı
[2] Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 18.10.2018 tarihli, 2018/4795 E. - 2018/10593 K. sayılı kararı