İl veya İlçe Adı İçeren Markalar: Markanın Coğrafi Kaynak Göstermesi, Tanımlayıcılık ve Ayırt Edicilik

 

1- Marka Olarak Tescil Edilebilecek İşaretler ve Coğrafi Kaynak Gösterme

Marka olarak tescil edilmesi istenen “işaret” / “isimler” hangi kelimelerden oluşursa oluşsun, bir markanın tescil edilebilmesi için ilk şart markanın “ayırt edici niteliğe” sahip olmasıdır (SMK m.4).

Ayırt edici niteliğe sahip olmayan markaların Kurum tarafından reddedileceği SMK 5/1-b bendinde ifade edilmiştir. Ayırt edici niteliğin yanında marka tescil başvurusuna konu edilen işaret / kelimelerin aynı zamanda tanımlayıcı nitelikte olmaması gerekir (SMK 5/1-c).

Markanın tanımlayıcı nitelikte kabul edilmesine ve haliyle marka tescil başvurusunun reddedilmesine sebebiyet verecek hallerden biri de markanın “coğrafi kaynak belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içermesi” durumudur (SMK 5/1-c).

Bu kapsamda tartışılması gereken nokta, bir markanın il veya ilçe adı içermesi halinde tanımlayıcı nitelikte ya da ayırt edicilikten yoksun marka olarak değerlendirilmesi kriterlerinin neler olduğunun saptanmasıdır.

2- Yargıtay Kararları Işığında İl veya İlçe Adı İçeren Markaların Ayırt Ediciliği ve Tanımlayıcılığının Değerlendirilmesi

Yargıtay bir kararında[1], “coğrafi yer adlarının, coğrafi işaret anlamını taşımamak kaydıyla yanlarına ilave yapılması suretiyle marka olarak tescilinin mümkün olduğu” gerekçesine dayalı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır. Kararda özetle; “kötüniyetli yapılmadığı sürece başkalarının da aynı coğrafi yer adını farklı bir takım eklerle marka olarak tescil ettirmesinin mümkün olduğu, somut olayda davacının itirazına mesnet "Kocaeli" ibareli markaları karşısında dava konusu "Kocaeli Danışmanlık" ibareli başvurunun tescilinin mümkün olduğu, zira davalı şirketin itiraza mesnet markalarda kullanılan yer adını farklı bir ekle marka olarak tescil ettirmek istemekte olup, açıklanan ilkeler çerçevesinde söz konusu başvurunun tesciline engel bir durum bulunmadığı” ifade edilmiştir.

Yine bir başka kararında[2], 29, 31, 33, 35, 43 ve 44. sınıflardaki mal ve hizmetler için yapılan 2012/76916 numaralı “DATÇA VİNEYARD & WİNERY+Şekil” ibareli marka başvurusu YİDK tarafından tüm sınıflar yönünden “ayırt ediciliğinin bulunmadığı” gerekçesiyle reddedilmiş, yerel mahkeme ayırt ediciliğin bulunduğu fakat coğrafi kaynak gösterdiği gerekçesiyle YİDK kararının farklı gerekçe ile doğru olduğu ifade edilmiştir. Yargıtay yerel mahkeme kararını şu gerekçelerle ile bozmuştur:

i. Tek başına marka olarak tescil imkanı bulunmayan İstanbul, Ankara gibi maruf ve meşhur yer isimlerinin, “İstanbul Şarabı”, “Ankara Pazarları”, “Restaurant İstanbul” gibi bir başka sözcüğün ilavesiyle meydana gelen sözcükler grubunun marka olarak tescil edilebileceği kabul edilmiştir.

ii. Tanımlayıcı nitelikte olan ve tek başına marka olarak tescili mümkün olmayan maruf ve meşhur coğrafi yer adlarının o yerle özdeş olmayan mal veya hizmet adları gibi ilave sözcüklerle birlikte marka olarak tescilinin mümkün olduğunun kabulü gerekir.

iii. Buna göre, coğrafi yer adlarının 556 sayılı KHK 7/1-c bendi veya 555 sayılı Cografi İşaretlerin Korunması Hakkında KHK hükümleri anlamında coğrafi işaret anlamını taşımamak ve o yöreyle özdeş olmamak kaydıyla yanlarına ilave ekler yapılması suretiyle marka olarak tescili mümkündür.

iv. Bu durumda, marka koruması, markanın asli ve tali unsurlarıyla bir bütün olarak sağlayacak olup, asli unsuru oluşturan coğrafi yer adı konusunda marka sahibine inhisari hak sağlayacak ve başvuru kötüniyetli yapılmadığı sürece başkalarının da aynı coğrafi yer adını farklı bir takım eklerle marka olarak tescil ettirmesi mümkün olacaktır.

v. Dosya kapsamına göre, somut olayda dosya içeriği delillere göre "DATÇA" ilçesinin şarap emtiası yönünden maruf ve meşhur bir bölge olmadığı belirlenmiş olup, antik dönemde bölgede şarapçılık faaliyetinde bulunulması ya da bölgenin ileride şarap üretimi için potansiyele sahip olması markanın, başvuru tarihi itibariyle tesciline engel bir durum olarak kabul edilemez.

Yargıtay yine bir başka kararında[3] “davaya konu “SUSURLUK TOST VE AYRAN EVİ Şekil” ibaresinin tescili istenen hizmetler yönünden ayırt edilebilecek nitelikte olmadığı, anılan ibarenin ilgili sektörde herkes tarafından kullanılan ürünü tanımlayan, coğrafi kaynak gösteren bir niteliğe sahip olduğu ve bu anlamda, 556 sayılı KHK md.7/1-c ve d kapsamında tescil engelinin bulunduğu” yönünde karar vermiştir.

Yine bir başka kararında[4] da “somut olayda, Susurluk İlçesi'nin ekmeği ve peyniri ile tanındığı, Susurluk tostunun kuşaklardan kuşaklara aktarılarak, günümüze kadar geldiği, Susurluk tostunun ve ayranının meşhur olduğu, bu durumda ilgili sektörde herkes tarafından kullanılan, ürünün cins ve vasfını belirtilen, coğrafi kaynak gösteren, tasviri nitelikte olan "susurluk tostcusu" ibaresinin, "yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden tescil edilemeyeceği” ifade edilmiştir.

Sonuç Olarak

Marka tescil başvurusuna konu edilen isim/adlandırmanın il veya ilçe adı içermesinde kural olarak tescile engel bir durum söz konusu olmaz. Fakat tescili istenen markanın il veya ilçe adı içermesi halinde, marka başvurusunun tanımlayıcı nitelikte veya ayırt edicilikten yoksun marka olarak değerlendirilmemesi için gerekli adlandırmanın yapılması gerekir. Bunun yanında markanın coğrafi kaynak gösterir nitelikte değerlendirilmemesi için de ilave eklemeler yapılması gerekliliği göz önünde bulundurulmalıdır.

Daha fazla bilgi, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 16.10.2021

 

[1] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06.01.2020 tarihli, 2019/1754 E. - 2020/74 K. sayılı kararı

[2] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23.09.2019 tarihli, 2018/4375 E. - 2019/5704 K. sayılı kararı

[3] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22.05.2019 tarihli, 2018/1881 E. - 2019/4036 K. sayılı kararı

[4] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17.04.2013 tarihli, 2011/5495 E. - 2013/7507 K. sayılı kararı

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.